Becerileri ya da yaşadıkları zorluklar ne olursa olsun, öğrenciler bu köklü yaklaşımların faydasını kısa sürede görür.
İster ebeveyn, ister öğretmen, ister her ikisi birden olun, hayatınızdaki her öğrenciyi desteklemek en büyük önceliğinizdir. Ama dürüst olmak gerekirse, öğrenciler okulun her zaman harika ve keşif dolu bir yer olduğunu hissetmeyebilir — ne kadar aksini umsak da. Bu tamamen normaldir ama kaçınılmaz olmak zorunda da değildir. Eğitime heyecan katacak pek çok araç var.
Ama bunu gerçekten hayata geçirmek, söylemesi kadar kolay değil, değil mi?
Her yıl, öğrencilerimizin karşılaşacağı zorlukları önceden görmeye çalışıyoruz. Fikirler, teoriler ve araçlarla kendimizi adeta boğuyoruz. O kadar çok araştırma yapıyoruz ki, araştırma hakkında kitap yazabiliriz. Yine de hangi bulguları uygulamaya koyacağımıza, hangilerinden kaçınacağımıza karar vermek zor olabiliyor.
Bildiğimiz bir şey var ki, öğrencilerimiz benzersizdir ve her biri kendine özgü ilgi hak eder. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin çeşitli öğretim stratejileri öğrenmesi önemlidir ki öğrenciler sadece birer sayı gibi görülmesin. Bu, özellikle disleksi, DEHB veya görme bozukluğu gibi öğrenme farklıkları olan öğrenciler için daha da önemlidir.
Öğretimde bireysel yaklaşım elbette idealdir fakat uzun vadede sürdürmesi zordur. Birkaç geniş kapsamlı stratejiyi birleştirip gerektiğinde her öğrenciye özel ufak düzenlemeler yapmak, daha fazla öğrenciyi başarıya taşımanın son derece etkili ve pratik bir yoludur.
Her türden öğrenici için uygun olan bu denenmiş yaklaşımlar, öğrencilerin eğitim hayatlarında daha özgüvenli, meraklı ve yetkin olmalarına büyük katkı sağlar.
Öğrencilere daha fazla söz ve seçim hakkı verin
Öğrencilere anlamlı seçimler yapma fırsatı tanındığında, genellikle kendilerini şöyle hissederler:
- Daha mutlu
- Daha özgüvenli ve bağımsız
- Daha ilgili
- Daha fazla sorumluluk ve sahiplenme duygusu
Öğrencilerin evde ve sınıfta kendi seçimlerini yapmalarına imkân vermek, sürecin bir parçası olduklarını hissetmelerine yardımcı olur. Bu da öğrenmeye karşı olumlu bir tutum geliştirmelerinde büyük fark yaratabilir.
Spaces4Learning'den Deanna Marie Lock bunu mükemmel şekilde ifade ediyor: “[Seçim] katılımı güçlendirir. Öğrencilerin kendi seçimlerini yapmalarına izin verilirse eğitimlerine daha çok yatırım yaparlar.”
Nasıl öğrenmek istediklerine kendileri karar verebildiklerinde, onlara nasıl öğrenecekleri söylenmiş olmaktansa çok daha özgüvenli hissederler. Lock ayrıca, kendi öğrenmelerinde söz sahibi olan öğrencilerin eğitimlerini çok daha fazla sahiplendiklerini söylüyor.
“Öğretmenden cevap beklemek yerine, öğrenciler düşünmeye, araştırmaya ve kendileri öğrenmeye teşvik edilir.”
Öğretmenlerin ve ebeveynlerin, eğitimde öğrencilere daha fazla özerklik kazandırmak için kullanabileceği harika bazı yollar şunlardır:
Öğretmenler:
- Öğrencilere nerede oturacaklarını veya kiminle çalışacaklarını seçme şansı verin
Öğrencilere bu seçimi vermek, sınıfta en baştan güven ve özerkliğe dayalı bir kültür oluşmasına yardımcı olur. Eğer öğrenciler yaptıkları seçimlerle sınıftaki başarılarını olumsuz etkiliyorsa, her zaman değişiklik yapma yetkiniz vardır. Öğrencilere baştan güvenmek ve gerekirse hatayı düzeltmek, onları kendi seçimlerini yapamayacak kadar sorumsuz görmekten çok daha iyidir. - Öğrencilere ödevlerini seçme imkânı verin
Podcast'ler, sunumlar ya da posterler, iyi yazılmış klasik bir deneme kadar dünyayı keşfetmek için etkili yöntemler olabilir. Öğrencileri kendilerini ifade edebilecekleri ortam ve materyaller bulmaya ya da bütünüyle yeni fikirlerle gelmeye teşvik edin. Bu süreçte siz de onlardan çok şey öğrenebilirsiniz.
Ebeveynler:
- Çocuğunuza söz hakkı verin
Ev işleri ya da ödevleri ne zaman ya da hangi sırayla yapacaklarını seçmelerine biraz özgürlük tanıyın. Bu, günleri üzerinde kontrol ve güven duygusu kazandırır ve onlara sadece başkalarının söylediğini değil, kendi neye zaman ayıracaklarına kendilerinin karar verdiğini hissettirir. Bu, erken yaşta teşvik edilmesi gereken harika bir beceridir ve ileride kendi kararlarını sürekli vermek zorunda kaldıklarında çok işlerine yarayacaktır. - Başarısızlığa izin verin
Hayat, nadiren tamamen sizin kontrolünüzde ilerleyen kusursuz bir seçimler zinciridir. Bir noktada, başarısızlık kaçınılmazdır. Elbette çocuklarınıza telafisi olmayan zararlar verecek seçimler yaptırmamanız gerekir ama bazı konularda bırakın gitsin. Çocuklarınıza küçük başarısızlıklarla sonuçlanabilecek seçimler yapma şansını verin. Böylece kendi sorunlarını çözmeyi, kararlarının sorumluluğunu üstlenmeyi ve sonuçlarını kavramayı öğrenirler. Çoğu zaman, insan hatalarından başarılarından çok daha fazlasını öğrenir.
Seçim hakkı, öğrencilerin evde ve okulda kendine güvenli, meraklı ve bağımsız bireyler olmalarını destekler. Ancak özgürlük ile yapıyı dengelemek her zaman kolay ya da net değildir. Ne işe yaradığını görmek için biraz deneme yanılma yapmanız gerekecek.
Ve doğru dengeyi bulmaya çalışırken birkaç hata yapmanız muhtemel olsa da, sonunda elde edeceğiniz kazanım buna fazlasıyla değecektir.

Soruların serbest olduğu bir ortam oluşturun
Öğrencileri meraklı olmaya ve soru sormaya teşvik etmek, sınıf katılımında büyük fark yaratabilir. Ancak çoğu öğrenci soru sormaya kendini rahat hissetmez. Aptal gözükmekten ya da arkadaşları tarafından alay edilmekten korkmak, birçok öğrencinin düşüncelerini paylaşmasını engeller. Bu da onların ihtiyaç duyduklarında yardım isteme olasılıklarını azaltır ve doğal meraklarını, keşfetme isteklerini köreltir — ki öğrenme arzusunu besleyen tam da bunlardır.
Birçok uzman, soru sormanın aslında zekâ belirtisi olduğunu söylüyor. Bu doğru olsa da, yaygın olarak bilinen bir gerçek değil. İşte öğrencilerin soru sorduklarında kendilerini akıllı hissedecekleri birkaç yöntem.
- Örnek olun
Öğrencilerin önünde meraklı olun. Bir şeyi siz de bilmiyorsanız açık olun ve dürüstçe söyleyin. Eleştirel düşünme becerilerinizi gerçek zamanlı olarak nasıl kullandığınızı onlara gösterin. Öğrencilerden öneri isteyin veya onları karşıt fikre yönlendirin. “Bilmiyorum, sence ne olabilir?” tarzındaki bir yaklaşım, etkileşimi artırmada çok işe yarayabilir. - Yargılamaya ve alay etmeye izin vermeyin
Soru soran öğrencilere alay edilmesine kesinlikle izin vermemek, merakı teşvik eden bir öğrenme ortamı kurmak için şarttır. Pozitif yaklaşımı güçlendirin ve zorluklarda öğrencileri cesaretlendirin. Bir sorunu çözdüklerinde bunu birlikte kutlayın. Kısa sürede öğrenciler, tartışmaya katkı sağlamak için adeta can atacaklardır. - Keşfe ve tartışmaya alan açın
Öğrencilere ilgi duydukları bir konuda araştırma yapacak ödevler verin. Sonra çalışmalarını başkalarıyla paylaşmaları ve tartışma fırsatı yaratın. Sorular sorun. Ve bilmedikleri zaman onları cesaretlendirin. “Bilmiyorum” ifadesini bir başarısızlık değil, daha çok şey öğrenme fırsatı olarak ele alın. İlgi alanlarına dair konularda tartışma başlatmak, onların çevrelerinde olup bitenlere karşı merak geliştirmesini ve öğrenmeyi yalnızca kendilerine öğretilen değil, bizzat yön verebilecekleri bir süreç olarak görmesini sağlar.
Meraka dayalı bir ortamda öğrencilerin katılımı çok daha anlamlı olur. Öğrenciler öğrendikleri konulara önem verdiklerinde, sınıf kaygı ve zorunluluk yeri olmaktan çıkar, bir keşif alanına dönüşür. Öğrencilerde soru sorma ve merakı teşvik etmek, onları ömür boyu sürecek bir öğrenme yolculuğuna ve eğitimin gerçek anlamını kavramaya hazırlar.
Yeni araçları deneyin
Öğrencilere öğrendiklerini farklı şekillerde aktarma imkânı sunmak, kendi öğrenme tarzlarını keşfetmelerine katkı sağlar. Bazı öğrenciler dinlemeyi tercih ederken, bazıları deneyimleyerek öğrenmek ister, kimileri ise kitapta fikirlerle ilgili okuma yapmayı sever.
Aynı bilgiyi çeşitli yollarla sunmak, öğrencilerin verdiğiniz dersi daha iyi kavramasını ve daha da önemlisi, durumları kendi güçlü yanlarına göre uyarlamayı öğrenmelerini sağlar.
Farklılaştırmak için pek çok yol var. Uzun okuma ödevleri yerine, okuma, ilgili videolar, podcast'ler ve uygulamalı etkinliklerden oluşan bir karışım sunun.
Okuma ödevleri öğrenciler için, sayıca az bile olsa, zorlayıcı olabilir. Özellikle okuma konusunda zorlanan ya da DEHB, disleksi veya düşük görme gibi öğrenme farklılığı yaşayan öğrenciler için harika bir araç metinden sese uygulamalarıdır. Bu güçlü araç, ister okumayı ister dinlemeyi tercih etsinler, tüm öğrencilerin odaklanma, anlama, akılda tutma ve verimliliklerini artırabilir.

Metinden sese uygulamalar, öğrencilerin aşağıdaki konularda gelişmesine yardımcı olabilir:
- Odaklanma
- Akılda tutma
- Anlama
- Verimlilik
Gelişmiş metinden sese uygulamalardan Speechify, öğrencilerin hem internette hem de telefonlarında okumaları gereken neredeyse her şeyi dinlemelerine imkân tanır. Speechify, yazılı herhangi bir metni, PDF'i, Google veya Word belgesini, e-postayı ya da makaleyi, sektördeki en yüksek kaliteli yapay zeka sesleri ile sese dönüştürebilir.
Öğrenciler aynı anda hem dinleyerek hem de takip ederek bilgiyi pekiştirebilirler. Bu, ikinci dil öğrenenler için de harikadır. Metinden sese gibi farklı araçlar sunmak, öğrencilerin okuma gibi yaygın öğrenme engellerini çok daha kolay aşmalarına yardımcı olur.
Speechify’ın sınıf ortamındaki kullanımını buradan izleyebilirsiniz.
Önümüzdeki okul yılı
Bu stratejilerle, öğrencilerinizi bu yıl her zamankinden daha da ileriye taşıyabilirsiniz. Meraklarını artırarak, özgüvenlerini geliştirip araç desteğini güçlendirerek, öğrencilerinizin hem sizin hem de kendi bildikleri — potansiyellerine ulaşmalarına yardımcı olabilirsiniz.
Öğretmenler ve ebeveynler için daha fazla öğretim stratejisi görmek isterseniz buraya tıklayın.
Speechify’ı kendiniz denemeye hazırsanız, ücretsiz Chrome uzantısını buradan edinebilirsiniz.
Uygulamayı telefonunuza da iOS ve Android için indirebilirsiniz.


